Yeni Topraklar

Sisli dağların ardından geliyorum,
Güneşin doğduğu yere yolculuk ediyorum
Kılıcım ve zırhım korkuyla yıkandı
Yeni topraklar fethetmeye gidiyorum

Cesaretle körüklendi bu çılgın ateş,
Soğuk ve ıslak rüzgarı yok sayarak

1274/30.12.2012





Resim; http://www.resimbul.com/ejderha/ejderha-sovalye.xhtml

Metal Soğukluğu

Kimi zaman aralıklı,
Bazı zamanlar hızlı
Günler yağmurlara benzer,
Bir gün dinerler

Bazı zamanlar sevinir,
Kimi zamanlar üzülür
Günler canlılara benzer,
Bir gün ölürler

Metal soğukluğuyla bakar aynalar
Geçip giden yıllar gibi imajlar
Tünelin sonundaki ışığa doğru an be an
Yaşam nedir, ölüm nedir şeklinde sorular

1277/28.01.2013


Resim; http://www.webgranth.com/rain-wallpaper-best-collection-of-rainy-desktop-hd-wallpaper


Her Geçen Gün Bir Başka


Doğar, büyür ve yaşlanırız
Her geçen gün bir başka,
Amacını daha buluruz bu uğraşın

Umut eder ve onla yaşarız
Her geçen gün bir başka,
Ölümünü daha görürüz bu hayalin

Herkes üzerine düşen rolü oynar,
Seçimler önemli değil
Karakterlerini sisteme tanımlayınca

Koşuşturuyoruz,
Nereye yetişiyoruz,
İsteğimizin hep bir adım öncesi
Ben, o, siz
Sen, onlar, biz
Aynanın arkasından kendimizde ne gördüğümüz,
Her geçen gün bir başka

1280/11.10.2013


Resim kaynak; http://www.uplifers.com/zaman-yonetimi-hayatinizi-duzene-sokabilecek-14-oneri/

4 Element

Bu çorak topraklar,
Alevler içinde
Ve ateş denizde boğulmakta
Bu azgın sular,
Mavi gökyüzünde,
Ve hava yere tutunmakta ...

1281/10.11.2013







,
Resim kaynak; http://hserdarceylan.blogspot.com.tr/2012/04/4-element-evren-ve-biz.html

Melek vs. Şeytan

Doğru veya yanlış, aldığım karar benim
İyi veya kötü, gittiğim yol
Beyaz veya siyah, kurduğum hayal benim
Aydınlık veya karanlık, seçtiğim gelecek

Melek,
Hatalarıma bir yön verir elbet
Günahlarımın önüne kocaman bir set
Şeytan,
Doğrularıma sekte vurur belki
Sevaplarımın üstüne kocaman bir çizgi

1279/15.05.2013


Resim Kaynak; http://resim.frmez.org/melek-ve-seytan-2.jpg

Kapı Eşiği


Dersin ki,
'Benim yapabileceğim ve
Söyleyebileceğim birşey yok,
Gözlerimdeki bu bulanıklıkla,
Görebileceğim birşey yok'

Kayıp umut ve inançlarla,
Kaç adım atabilirsin
Yaşlarını kurutmadan,
Düşmesini engelleyemezsin

Kapı eşiğinde,
İçerdeki ve dışardakiler
Sen hep eşiktesin,
İçeri girmez,
Dışarı çıkmazsan eğer

1193/20.11.2006

Toplu Katliam

Nefret, sevgiden bir adım öncesi veya sonrası
Nefret, içinde özenle büyüttüğün bir canavar

Günden güne potansiyeli artan,
Bir toplu katliam ihtimali var

Kırılmış gözlerin içinden bir boşluk büyüyor,
Öfkeyle birleşip, kendini öldürmek istiyor

1297/21.06.2014

Günler III


Gözümü açtığım ve kapattığım,
Her birine ağıtlar yaktığım
Günler sanki bir şeyden kaçıyorlar 

Kapıyı açınca karşılaşacağım,
Bir sonrakine hayaller yakıştırdığım
Günler nasıl da kendilerini gizliyorlar

İblisler bedenime sahip olunca,
Başka bir ben ortaya çıkar
Canavarı öldürme isteğim var

Siyahla beyaz birbirine karışır,
En kararsız renk yalnızlaşır
Günler kesinlikle savaş çıkartıyorlar

Sis çökünce hüküm sürer kasvet,
Damarlarına kadar işlemiş bu lanet
Günler belki de dehşet saklıyorlar

1282/04.01.2014


Resim Kaynak; http://yaralipinkfloyd.blogspot.com.tr/

Kırılmaz Putlar


Cümlelerin en sonuna hep yakışır üç nokta
Yanlış yerde virgüller ya da cümle yok
Kırılmaz putlarına taparken sen bugün,
Yarın yaşayacağın inanç ölümüne hazır ol

Kabusa ne kadar uzak dursan da o seni bulur 
Her rüya görmek istediğinde uyku senden kaçar 
Cinayetine haklı bir sebep bulmak istersin 
Sana amaç verilmiş, sen orda kal 

Düşler yalnız kalacak sonra, 
Yeni karakterlere bürünecek 
Otopsi devam edecek belki 
Yokluğu ispat edene kadar

1296/09.06.2014


Resim kaynak; http://fthlc.tumblr.com/post/54535994594/ibrahim-ibrahim-icimdeki-putlar-devir-elindeki

Bunaltı

Bunaltı, her gece, sırılsıklam hastalıklı düşüncelerle
Sıcak bir duş, temizler mi,
Olan biteni, aklın kirlettiklerini

Yaşayanları öldürme, cesetleri diriltmeye çalışmak
Bir üçgenin içinde sıkışmak,
Tek çıkış yolu gökyüzü

Karanlık bulutlar altında,
Güneşin doğuşuna yolculuk
Yağmur çoktan dindi ama
Toprak kokusu hala çok taze

1295/02.06.2014





Resim kaynak: http://leotheking.wordpress.com/2009/12/

The Angel and the Prayer

Don't write any scripts,
Life isn't glorious like your stories
Things aren't fascinating
Like you imagined

Your images were so perfect
That they couldn't handle it
The name you gave was so magnificient
They never perceived it

You are an angel, flying over the senses
They should pray for you,
They're just prayers.

1293/20.05.2014





Resim kaynak: http://www.thesun.co.uk/sol/homepage/news/4178016/Angel-delight.html

Reboot


When your soul lies on a death bed
There should be a dream destruction
Kill everything in yourself,
Let them go far far away

When your system became unstable
There should be a dream reboot
Delete all files in yourself,
Let them go far far away

Reboot,
Reborn,
Make everything new
Erase past, write your future
Before the system fails

1292/12.05.2014


Resim; http://www.wibsd.cz/screenshots/index.html

The Story

I wrote my own story,
And tried to live in it
The characters were not real
All of them were just fantasy

Spoken with another language and
Waited to understood
But they were never thought about it
Even with their own words

Now the symbols are burning,
Ashes of the memories
They are just kidding me,
Still living in my dreams

1291/08.05.2014



Resim; http://www.youtube.com/watch?v=a1OpEwhEMdc

Now the Silence Begins


Black stains of clean pages would never disappear
The thing that you are seeking, have already gone
They told you, you will find the truth you deserve
These prophecies don't lie to you although you've done

If you write a realistic end to this fantastic story,
Everywhere covers with smoke, it will lost it's fantasy
If your choices are all wrong, choose the wrong one next time
Time isn't a cure, it's a poison kills your eight of nine

No more words, no more thoughts, now the silence begins
Before your reboot, take the last breath

1290/04.05.2014


Resim: http://www.photographyserved.com/gallery/Slices-of-Silence/2194083

The Bug in The Mind

A few days have passed, after the glorious death
Stucked in fantasies, lived in an another breath
We've been living since the dawn of eternal day
That sounds treachery, like the story of Abel and Cain

The bug in the mind lingers around the thoughts
Disturbia, suspicion, self-deception, fights of the soul
We're some pyschopathes, looks with the hidden eyes
Black stains on the clean pages, spectroscopy of feelings

1289/17.04.2014


Resim: http://creepypasta.wikia.com/wiki/File:Paranoia.jpg

The Demon and the Father


The demon has fed, grown and changed
And tried to kill his own father
Showed the lost grace

All the hopes were gone,
Northern lights faded to black
And the father decided to kill,
His own flesh and blood

The demon died,
Agonized several years

Now,
Under the eternal lightning
The father tries to live
Without his soul

1288/22.03.2014


Resim; http://renmoraes.deviantart.com/art/Wizard-vs-Demon-382589920

A Mourning of a Dream

Lots of time followed by meaningless scenes and stories,
Eternal bond has broken after the tired rain and darkness.
An answerless journey in mazes of soul, betrayal of the gods,
A mourning of a dream, makes unstable thoughts

That will be a farewell look,
For the long lost dreams

Fire burns out,
Before ice melts
The touch will be never felt again

1287/18.03.2014



Resim; http://www.youtube.com/watch?v=cMfCsS8kEc4

Sadece Bekle



Karanlık tünellerinde aklın, uzun koridorlarında
İmgeler gerçeğe dönüşür, gerçekler tragedyaya
Lekelenmiş ruhunda ne gibi kabuslar var
Saflaştırmak için hepsini, cesaret ve ölüm var

Korkmadan,
Kaçmadan,
Konuşmadan, sadece bekle

1285/15.03.2014

Gelişigüzel Hikayeler: Kabus

Uyandım.

Alarm çalmadan.
Normalde uyanmam gereken saatten önce.
Gece kaçta uykuya daldığımı hatırlamıyorum.

Etraf sessiz.
Günün ilk ışıkları gözlerini açmış ama loş bir karanlık var hala.
Perdenin bir kısmı hafiften açılmış, sokak lambasının sönmek için geri saymaya başlamış ışığı, içeriye misafir.

Terlemişim.
Sıcaktan değil ama.
Kışın ortasındayız.
Gördüğüm kabus yüzünden.
Kalbim küt küt atıyor.
O kadar korkmuşum ki kabusumda, hala korkmaya devam ediyorum.

Neydi kabus?

Bilmediğim bir zamandayım, bilmediğim bir şehirde.
Kim olduğumu da bilmiyorum.
Sokaklar bomboş ve ben amaçsızca yürüyorum.
Ağzımda sürekli aynı söz;
Suç kimin ...
Neden bir döngü halinde bu sözleri söylüyorum?
Evet, doğru tahmin.
Onu da bilmiyorum.
Saatlerce yürüyorum sonra.
Hiç kimse yok.
Akşam vakitleri, hava karanlık.
Sokak lambaları; çoğu yanıyor ama bir kısmı da sönük.
Evlerin ışıkları da kapalı. Hayat belirtisi yok.

Saatler saatleri takip ediyor, sonra, günler günleri.
Hala karanlık, hala gece, hala kasvet, hala kimse yok ...

Gördüğüm bu tuhaf rüyanın etkisinden kurtulmam için zaman gerekli ama.
O yüzden odanın loş hali geçesiye yatakta bekliyorum.
Kalkıyorum.
Yüzümü yıkayıp, günün ağarmasıyla, ruhumun da günlük güneşlik bir hale gelmesini ummaktayım.

Aynanın karşısına geçiyorum.
Uzun uzun kendimi seyrediyorum.
En son kendime ne zaman bakmışım belli değil.
Hissiyatsız bir ifade, konuşmaktan aciz gözler, mimik yoksunu dudaklar.

Kahvaltı niyetine atıştırdığım bir kaç şey, koyuca bir kahve.
Kıyafetler de tamam.
Hazırım artık dışarı çıkmaya.

Çıkıyorum evden.
Kabusumdaki gibi her şey.
Karanlık. Gece. Kasvet. Sokaklar bomboş. Dudaklarımda aynı söz, "Suç kimin".

Hala kabusu yaşıyorum ...

1283 / 30.01.2014


Resim kaynak;
http://haftalikmecmua.blogspot.com.tr/2013/05/anne-aglamas-haftalkmecmua-2_10.html

Gelişigüzel Hikayeler: Yas


O kadar gürültüden sonraki sessizlik.  Rahatsız eden bu belki de. Ya da konuşabiliyorken, şimdi hiçbir şey söyleyememek. Sessizliğin gürültüden ve söylememenin konuşmaktan daha sağlıklı olduğunu görmezden gelmek. Alışkanlık en güçlü zehir. Bırakmaya çalışmak ise nafile. 

Çaresizlik, zamana bırakmak. Sanki bir şeyler için sabrediyormuşcasına, ummak. Halbuki beklediğin şey sadece, unutmak. Lekesiz aklın sonsuz ışığı hesabı. Silmek. Formatlamak. Hastalıklı umudun, klasik finali. Ölümü. 

Uyumak. Saatlerce. Rüyalarında hep aynı şeyi göreceğini bile bile umarsızca uyumak. Uyanmak. Artık başka bir hayatta yaşadığını hatırlamak. O tokatı yemek. Paralel bir evrende olduğuna kanaat getirmek. Ve her gece, o vatoz gibi yapışan cümlelerle tekrar uyumak. Herşeyin bir kabustan ibaret olması umuduyla, tekrar uyanmak. Gerçeğin duvarına çarpmak.

Aynı yere, dönüp dönüp bir daha bakmak. Üç noktanın cümleye dönüşmesini beklemek. Üstelik noktalardan ikisinin kaybolduğuna inanmamak. Her geçen gün, her geçen saat. Hatta dakika, belki de saniye. Sonra bir şekilde, kendini ikna edip, sayfaların hepsini bir bir yakmak. Reddetmek, yok saymak. Ve bastırmak.

Acı çektiğini düşünmek. Sanki sana birilerinin garezi varmış gibi paranoyaklaşmak. Sanki dünyanın bütün ağırlığını sana verdiklerini sanmak. Üstelik anlattığın gelişigüzel hikayelerdeki karakterlerin, hiç te o kadar değerli olmadıklarını anlamadan. Kendi aklında yazdığını, oynadığını ve bitirdiğini biliyor olmana rağmen.

Çok zamanlar boyunca beslediğin ruhun intiharını izlemek.

Bir ölümün yasını tutmak.

1294/21.05.2014


Resim; http://www.habermedya.com/21-aralik-yaklastikca-bos-mezarin-basina-geliyorlar/