Gelişigüzel Hikayeler: Kabus

Uyandım.

Alarm çalmadan.
Normalde uyanmam gereken saatten önce.
Gece kaçta uykuya daldığımı hatırlamıyorum.

Etraf sessiz.
Günün ilk ışıkları gözlerini açmış ama loş bir karanlık var hala.
Perdenin bir kısmı hafiften açılmış, sokak lambasının sönmek için geri saymaya başlamış ışığı, içeriye misafir.

Terlemişim.
Sıcaktan değil ama.
Kışın ortasındayız.
Gördüğüm kabus yüzünden.
Kalbim küt küt atıyor.
O kadar korkmuşum ki kabusumda, hala korkmaya devam ediyorum.

Neydi kabus?

Bilmediğim bir zamandayım, bilmediğim bir şehirde.
Kim olduğumu da bilmiyorum.
Sokaklar bomboş ve ben amaçsızca yürüyorum.
Ağzımda sürekli aynı söz;
Suç kimin ...
Neden bir döngü halinde bu sözleri söylüyorum?
Evet, doğru tahmin.
Onu da bilmiyorum.
Saatlerce yürüyorum sonra.
Hiç kimse yok.
Akşam vakitleri, hava karanlık.
Sokak lambaları; çoğu yanıyor ama bir kısmı da sönük.
Evlerin ışıkları da kapalı. Hayat belirtisi yok.

Saatler saatleri takip ediyor, sonra, günler günleri.
Hala karanlık, hala gece, hala kasvet, hala kimse yok ...

Gördüğüm bu tuhaf rüyanın etkisinden kurtulmam için zaman gerekli ama.
O yüzden odanın loş hali geçesiye yatakta bekliyorum.
Kalkıyorum.
Yüzümü yıkayıp, günün ağarmasıyla, ruhumun da günlük güneşlik bir hale gelmesini ummaktayım.

Aynanın karşısına geçiyorum.
Uzun uzun kendimi seyrediyorum.
En son kendime ne zaman bakmışım belli değil.
Hissiyatsız bir ifade, konuşmaktan aciz gözler, mimik yoksunu dudaklar.

Kahvaltı niyetine atıştırdığım bir kaç şey, koyuca bir kahve.
Kıyafetler de tamam.
Hazırım artık dışarı çıkmaya.

Çıkıyorum evden.
Kabusumdaki gibi her şey.
Karanlık. Gece. Kasvet. Sokaklar bomboş. Dudaklarımda aynı söz, "Suç kimin".

Hala kabusu yaşıyorum ...

1283 / 30.01.2014


Resim kaynak;
http://haftalikmecmua.blogspot.com.tr/2013/05/anne-aglamas-haftalkmecmua-2_10.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.